EN GÜZEL AŞK, VE BUNUN HİKAYESİ:senaristler; tülin & özlem.
Tülin: Evet.. Kero yaso aşkı diyorduk. Şimdi siz merakla bekliyorsunuz..
Bu hikayeyi merak ediyorsunuz, ve okumaya doyamicaksınız ..
Bir yaz akşamıydı Antalyada ..
Her taraf cıvıl cıvıldı, böyle bir yaz akşamına ilk kez rastlıyordu yaso.
Tatilde olmak ne kadar güzeldi, herkesden ve herşeyden uzak olmak..
Kaldığı otele yaklaşmıştı. Yemekten sonra dışarıyı gezmek iyi bir fikirmiş
ama baya yoruldum gidip yatayım der yaso. Odasına çıkar ve dinlenmeye
başlar. Tam dalarken uzaktan müzik sesleri gelir. Enstrüman sesleri..
Yaso saate bakar. Saat gece yarısı 12yi geçiyordur. Uyumaya çalışır yeniden
ama olmaz. Rahatsız olur sesler ve gürültüden. Birisi galiba gitar çalıyor.
''Bende gidip başına çalacam bişiler der, gece gece başımaaaa belamı yaa..''
sonra sakinleşir. ''Gidip güzel bir şekilde söyleyeyim rahatsız olduğumu bare'' der.
Gider sonra kapının önünde bir dakika dinler. İçerideki tek gitar değil şarkıda söylüyordur.
Bir an büyülenmiştir yaso. Sonra birden allahım ya ben napıyorum burada der,
ve kapıyı çalar. İçerideki söyleyen birden susar ve kapıya doğru gelir.
Yaso aslında merak ediyordur bu kişiliğin kim olduğunu, farkında olmadan etkilenmiştir
sesinden. Ama saat geçtir ve uyumak istiyordur.
Kapıyı açan genç bir erkektir. Çapkın bir hali vardır aslında. Kero: ''Evet ?''
Yaso: ''Şey gitarı güzel çalıyosunuz da, saat biraz geç olmadı mı?'' der.
Kero sanki bir an şekerini yere düşürmüş bir çocuk gibi bakar. (
)
Sonra birkaç saniye sonra Kero: ''Özür dilerim evet haklısınız, saat baya geç
olmuş ama farkında değildim, gökyüzüne bakarak çalınca zaman nasılda geçmiş..
büyüleyici gökyüzü bugün, ama özür dilerim rahatsız ettiğim için'' der.
Yaso ne diyeceğini bilemez, sert mi konuştum aceba diye düşünür.
Sonra: ''Neyse tamam teşekkürler'' deyip kendi odasına gider.
Kero demin yasonun dikildiği yere bakar, ve yavaş yavaş içini garip bir his
kaplamaya başlar. ''Dışarıya çıkıp biraz hava alayım'' der.
Yaso bu arada odasına çekilmiş ama uyuyamıyormuş. Balkona çıkıp biraz hava
almak istemiş. Balkona çıktığında yan komşusunun otelin bahçesine çıktığını
ve sahile doğru yürüdüğünü gördüğünde içini bir suçluluk duygusu kaplamış.
Üstüne bişeyler giyip Keronun arkasından dışarıya çıkmış fikrini değiştirmeden.
Keronun arkasından sahile doğru ilerler yaso. Keroyu görünce yaso bir an durur
olduğu yerde. Cesaretini toplayıp yanına gitmek ister. Kero gökyüzüne bakıyordur.
Yaso da bakar. Çok güzel çok etkileyicidir. Birden cesaret verir ona gökyüzü.
Keronun yanına gider. Kero birden iskeleye doğru ilerler ve oraya oturur.
Yaso gider yanına oturur. Kero geldiğini görür ama gökyüzü çok büyüleyicidir.
Sonra birkaç dk sonra yaso: ''Sanırım demin çok sert davrandım, kırmak istemedim sizi''
der. Kero yasoya bakar içinden, sevinir özür dilediğine ve ''Yok, önemli değil'' der.
Sonra biraz konuşurlar. Gökyüzüne bakarlar. Keronun Şarkılarından konuşurlar.
Kero: Etkilendiğim birşey olursa yazıyorum der. Sonra ayağa kalkarlar. ''Peki'' der yaso
''gökyüzü ile ilgili de yazacaksın o zaman galiba, bu gece çok etkilendin'' der.
Kero da yasoya bakar, ve birden onun çok hoş bir kız olduğunu görür.
''Senden etkilendim'' der. Yasonun gözleri büyür. Birden şok olur sonra birden tepik atar
Keroya. Kero: ''Noluyo yaaa?'' der şaşkınlıkla. Yaso: ''Ben seni kırdım diye üzülüyordum
meğer kırılacak adam değilmişsin, özür dilemeye değmezmiş'' der. Ve çeker gider..
Ama ondan önce oradan ayrılan biri daha vardır. Nalan .. Nalan da gökyüzünün pozlarını
çekmek için sahile gitmiştir. Ama tek gökyüzü değil onu etkileyen daha güzel bir tablo vardır.
Ve o pozları da kaçırmamak için kaydetmiştir. Harika pozlar vardır elinde.
Bu kadar güzellerini daha 8yıllık fotorafçı hayatında görmemiştir.
Tam otele girip çalışma odasına doğru giderken yaso girer otele. İkiside birbirinden habersiz.
Neyse. Bu gece de böyle geçer. Sonraki gün yaso kahvaltıya kalkar.
Keroyla karşılaşmamıştır. Ama bir kabus görmüştür. Kero ve Kendisini sahilde
el ele yürürken görmüştür. (Yani o zamanlar daha kabusmuş demekki..)
Neyse, kahvaltıdan sonra lobby'e ilerler. Oraya doğru giderken birden gözüne
fotorafçının dükkanı takılır. Acayip güzel pozlar vardır. İlgisini çeker ve bakar.
Gökyüzünün pozlarını görür ve ilgisi yoğunlaşır. Tek tek bakıyordur resimlere.
Ve birden .... ''Amaaaa bu nasıl olur ?'' :o ''Rüya mı bu?'' ''Ama Bu benim!
Yanımdaki de o terbiyesiz eşek!'' der. Sonra resimlerin gerisini görür.
Birsürü resimleri vardır. Sonra bir an kızgınlığı geçer. İçinden gülmek gelir.
Mutluluk kaplar içini. Birden Keroyu düşünmeye başlar. O görmüşmüdür resimleri ?
diye düşünür. Ne hissetmiştir görünce? Sonra birden ''BEN NAPIYORUM YA!
Düşündüğüme bak! Ya uykusuzum ondandır.'' der ve resimleri kafasından atmaya çalışır.
Sonra bey efendi kalkar, geç kahvaltıya yetişmeye çalışır. Gene uyanamamıştır.
Yemek yerine doğru ilerlerken dikkatsiz bir anda birden durduğu yerde kalır.
Arkasındakiler ona çarparlar. Ama keronun gözü zaten o an başka birşey görmüyordur.
''Rüya mı bu ?'' der yavaşça ve resimlere yaklaşır. Gerçektir resimler. Güler kendi kendine.
Bu fotorafçılar da nasıl iş beceriyor der. Sonra Fotocu dükkanının camına bakar.
Kocaman ''FOTO NALAN'' , Nalanın gözünden kaçmaz.. sloganı yazıyordur.
Resimler onu etkilemiştir. Ama sonuçta bunlar tek birer resimdir. Ve o akşam yeterince
bozulmuştur otel komşusuna. Ama gülümsemeyi de bırakamaz. Sonra lobbyden geçerken
birden yasoyla karşılaşır. İkisininde aklı fotolardadır yine. Ve birden ne yapacaklarını
bilemezler. Sanki gizli birşey yaparken basılmışlar gibi hissederler kendilerini.
Gözgöze gelirler....... ''Ölümüne edilmiş bir yemin'in başlangıcıdır bu''
Özlem: gözgöze gelirler ve.....
aynı anda:"ben..." derler...
kero :önce sen..
yaso da : hayır önce sen....
k: lütfen önce sen
y: yoyo önemsizddi zaten önce siz söyleyin der.
kero hafiften bir gülümser yere bakar ve : lütfen" der.
yaso da : "hmm tmm peki... önce ben... fotoları gördün mü?" diyerek direk konuya dalar...
Kero: evet gördüm,ne düşünüyorsun der...
yaso : "bilmiyorum,yani gerreksiz bir suçluluk duygusu hissettim o an.Sanki.... neyse boşver!
kero da : sanki... ne?
yso: sanki farklı,yani farklı bir durum yansıtmış gibi.Ama güzel bi foto olduğunu da inkar edemem. sen ne dğşünüorsun peki?
kero:(yasonun gözlerinin içine bakarak) sanırım gözlerindekilerle aynısını der.
yaso utanır eli saçına gider,mahçup bi tavra bürünür o an..
kero: sahile inelim mi, biraz yürürüz hem kumda yalın ayak yürümek stresten kurtarıyormş insanı. der
yaso gülümser.
kero: gülme ciddim bunu bilim kanıtladı der süt dökmüş kediler gibi. bütün bu söyledikleri aslında yasoyu kumsalda beraber yürümeye ikna etmek içindir.
yaso da : e hadi ne duruyorsun öyleyse der..
keronun yüzünde güller açar ve giderler.
yine gzl bi akşam yıldızlar ve Ay ve dalga sesleri...yasonun elinde sandaletleri, yanyana keroyla yürüler... Kero da yasoda içlerindeki kelebek çırpıntısı gibi bu hissi bi yandan tuhaf bulurken diğer yandan içlerine dolan mutluluk yüzlerine yansımaktadır... Ve tabiki bu güzel tablyu Nalan kaçırmaz çeker,Nalan : aman tanrım ne kadar tatlılar, sanırım yeni bir yıldız geliyor gökyüzüne der.(nalan için her yeni yıldız yeni bir aşkı simgeliyordur) ama bu aşkın ışığının ,Efsane bir aşkın büyülü ışığı olan Ay'ın ışığı olduğunu henüz bilmiyordur...